ERAL-NIT’in Geliştirilmesi

ERAL-NIT’in geliştirilmesine başlamadan önce ilk olarak içinde psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman ve çocuk gelişim uzmanı olan 36 kişilik bir uzman grubuna zeka testi alanında nasıl bir teste ihtiyaç duyulduğu sorulmuştur. Onlardan alınan yanıtlar İçerik Analizi yöntemiyle incelenmiş ve ERAL-NIT’in bazı özelliklerine karar verilmiştir. Uzman görüşleri sonucunda testin sözsüz olmasına, tablette uygulanan bir yazılım programı olmasına, çoğu puanlamayı kendisinin yapması ve raporu kendisinin çıkarmasına, kültürel ögeleri içermemesine, kısa sürede uygulanmasına, yaygın gelişimsel bozukluk, özel öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği, ve dil kullanım bozukluğu alanları ile ilgili sonuç vermesine ve ailelerin de sürece dahil edilmesine karar verilmiştir.

Bundan sonraki aşama maddelerin oluşturulmasıdır. 18 uzman (üç çocuk gelişimi uzmanı, üç test geliştirme alanında uzman, üç psikolog, üç psikolojik danışman, üç psikiyatrist ve üç nörolog) yardımıyla nörolojik beyin temelli çalışmalar doğrultusunda maddeler üretilmiştir. Böylelikle maddelerin içerik geçerliliği sağlanmış olur. “İçinde insan, ağaç vs. olan bir resim çizmek” ve “labirentte çıkışa giden yolu bulmak” gibi maddeler  testtteki maddelerden bazılarıdır. Bu maddeler, daha önce verilen üst düzey zihinsel süreçlerin 16 alt alanı, IQ puanı, frontal, temporal, oksipital ve paryetal lob alanları için ham puan sağlar. Ham puan, ilgili alan yazınında belirtilen farklı yaşların yeteneklerine göre hesaplanır. Örneğin, alan yazını, normal olarak gelişen beş yaşındaki bir çocuğun zihinsel kapasitesinin neler yapabileceğini tanımlar, ham puanlar bu argümanlara uyumlu bir şekilde belirlenir. Bununla birlikte, çocuk beklenenden daha iyi performans gösterirse, daha yüksek ham puan alır. Benzer şekilde, çocuğun performansı yaşının altındaysa, daha düşük bir ham puan alır. IQ puanı, frontal, temporal, oksipital ve paryetal lob alanlarının puanları ve beynin zihinsel işleyişinin 16 alt bölgesi için puanlar, katsayıların ve bu ham puanların çarpımı ile hesaplanır. Unutulmamalıdır ki, beyin kendine özgü bir organdır ve bir bütün olarak çalışması için beyindeki alanların belirli işlevlerinin paralel bir şekilde çalışması gereklidir. Bu nedenle, tüm ham puanların katsayılar aracılığıyla genel IQ puanı üzerinde, dört lob alanı için alınan puanlar üzerinde ve beynin zihinsel işleyişinin 16 alt alanı için alınan puanlar üzerinde bir etkisi vardır.

Daha sonra her bir alt alan puanının hesaplanabilmesi için, önce araştırmacılar tarafından her bir maddenin alt alan bazında katsayıları belirlenir, daha sonra katsayılar, beş uzmanın çevrimiçi olarak Delphi yöntemi ile madde katsayılarının uygunluğu ile ilgili görüşleri alınarak revize edilir. Revize edilen katsayılar yine uzmanlar tarafından ayrı ayrı incelenir; Uzlaşıya varılamayan katsayılar için farklı görüşlere sahip uzmanların argümanları diğer uzmanlara gönderilir. Son olarak, katsayılar üzerinde bir fikir birliği sağlanıncaya kadar ve katsayılar sonuçlandırılana kadar uzmanlar arasındaki görüşmeler devam eder. Parietal, frontal, temporal ve oksipital lobların puanlarını ve IQ puanını hesaplamak için de aynı süreç izlenir. Bu sürecin sonunda ölçülecek testin uzman görüşüne göre içerik geçerliliği sağlanır ve yapı geçerliliği için kanıt toplanmış olur.

Uygulayıcılar, sürece başlamadan önce katılımcıların uygunluk düzeyini anlamak için gözlem kontrol listeleri kullanırlar. Kontrol listesindeki maddeler, katılımcının vücut dili ile ilgili bilgiler içerir (örneğin; göz hareketleri, el titremesi, vb.). Aynı zamanda ebeveynlere çocukları hakkında sorulacak bazı özel sorular da içerir (örneğin; açlık düzeyi, yorgunluk vb.). Son olarak, gözlem kontrol listesi, testin yürütüldüğü fiziksel çevre ile ilgili öğeleri içerir (örneğin; aydınlatma, arka plan gürültüleri vb.). Araştırmalar tüm bu etmenlerin katılımcıların performansı üzerinde etkisi olabileceğini göstermektedir (Afridi, vd. 2019; Kraft, vd. 2016).

ERAL-NIT’in kriter geçerlilik çalışmaları, CAS’ın dikkat ile ilgili verileri ile ve özel öğrenme güçlüğü, yaygın gelişimsel bozukluk, dil kullanım bozukluğu üzerine hastane tanıları ile sağlanmaktadır. Ayrıca, sekiz psikolojik danışman her iki testi; ERAL-NIT ve CAS, 642 katılımcıya uygular. Uygulayıcılar bu süreçte araştırmacılar tarafından hazırlanan ayrıntılı bir uygulama el kitabını kullanırlar ve testlerin verileri online sistem aracılığıyla araştırmacılara ulaşır. ERAL-NIT ve CAS’tan bu şekilde elde edilen genel IQ puanları da karşılaştırılarak ERAL-NIT’in kriter geçerliliği sağlanır.

Bu katılımcılardan 574’ünün ebeveynlerinden çocuklarının genel ve daha özel performansa dayalı özelliklerine ilişkin değerlendirmelerini belirtmeleri istenmiştir. Bu amaçla beşli Likert tipi bir anket kullanılmıştır. Ankette yer alan maddeler beş uzmanın görüşü alınarak belirlenmiştir. Araştırmacılar anketteki maddeleri puanlamak için aynı Delphi yöntemini kullanmışlardır. Telde edilen veriler, ebeveyn değerlendirmelerinin kendi içinde tutarlı olup olmadığını görmek için kullanılmıştır. Ayrıca, araştırmacılar ebeveynlerin değerlendirmelerini çocuklarının gerçek performanslarıyla karşılaştırmış ve olası tutarlılık ve / veya tutarsızlıkları araştırmışlardır. Böyle bir yöntemi kullanmanın yararı, ebeveynlere çocukları hakkında verilen geri bildirimlerin doğruluğunu kolaylaştırmaktır.

Bu 642 katılımcının yanı sıra, ÖÖG, YGB, DKB ve DE tanısı olan 243 katılımcı da çalışmaya dahil edilmiştir. Amaç, hastane tanıları ile ERAL-NIT’den elde edilen bulguları karşılaştırarak testin geçerliliğini artırmak ve test bulgularının hastane tanılarını ne ölçüde desteklediğini ortaya çıkarmaktır. Ancak araştırmacılar hastanelerde DE tanısı konulanların sadece dördüne ulaşabildikleri için ve bu sayı geçerli istatistiksel işlem için yeterli olmadığından, ERAL-NIT’in dikkat bulguları CAS’ın bulguları ile karşılaştırılmıştır.